Afganistan’daki kriz milyonlarca insanı ülkelerini terk etmek zorunda bıraktı. Ancak birçoğu mülteci statüsü ve uluslararası koruma için başvurma prosedürlerini bilmiyor. Bu durum onları sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya bırakıyor…
27 yaşındaki Hamid*, “Ülkenizi neden terk ettiniz?” sorusuna cevap vermekte zorlanıyor; bir dakika kadar tereddüt ediyor. Bu sırada muhtemelen pek çok acı dolu anı aklına hücum ediyor. Bu kararı almasına neden olan korkunç olayları hatırlıyor…
Hamid, ailesine yardımcı olabilmek için Afganistan’ın Kabil kentindeki uluslararası bir kuruluşta ofis asistanı olarak çalışıyor. 2015 yılında işe giderken bir grup silahlı adam onu bir kontrol noktasında durduruyor ve belgelerini görmek istiyor. Kimliğini ve işini öğrendiklerinde kendi çıkarlarına karşı hareket ettiğine karar veriyorlar. Bu sebeple 12 gün boyunca gözaltında kalan Hamid, maalesef kötü muamele görüyor. Daha sonra serbest bırakılıyor ancak Afganistan’da kalmanın artık onun için güvenli olmadığını da anlıyor. Yöneticisi bu olayı duyunca ona başka bir ülkeye kaçmasını ve kendisine bunun için bir miktar maddi destekte bulunabileceğini söylüyor.
Hamid’in uzun yolculuğu bu şekilde başlıyor…
Hamid önce İran’a gidiyor ve birkaç ay orada kalıyor. Ardından İran’ın kendisine sığınma statüsü vermemesi ve Afganistan’a geri gönderilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı için Türkiye’ye gelmeye karar veriyor. 2016 yılında İstanbul’a geliyor ve burada yasal statü elde etmeye çalışırken ayakkabıcılık ve örgü gibi farklı işlerde çalışıyor. Bu sırada yasal olarak bir statü kazanmak için çeşitli girişimlerde bulunuyor. İki yıl süren bu süreç maalesef olumlu sonuçlanmıyor.
2021 yılına kadar herhangi bir yasal belgesi olmadan İstanbul’da yaşıyor. Ancak bir gün hastaneye giderken polis tarafından durduruluyor. Hiçbir yasal belgesi olmadan ikamet ettiğini anlayan polis, Hamid’i 35 gün boyunca gözaltında tutuyor. “Gözaltına alınmayı tercih ederim” diyor Hamid; “Geriye dönüp hayatımı riske atamam.”
Gözaltı süreci sonrasında başlayan mahkeme, Hamid’in sınır dışı edilmesine karar vermek üzereyken akrabalarından biri kurumumuz “Mülteci Hakları Merkezi”ne (MHM) ulaşıyor. Avrupa Birliği (AB) finansmanıyla ve Danimarka Mülteci Konseyi (DRC) ortaklığıyla yürüttüğümüz projemiz kapsamında idari gözetim altında olan veya gözaltından serbest bırakılan kişiler için bir danışma hattımız mevcut (Bu hatta 0 507 218 62 85 numarasından ulaşabilirsiniz). Bu danışma hattı ile tutukluluk haklarına ilişkin hukuki danışmanlık hizmetleri sağlıyoruz. Bu hizmetler kapsamında Hamid’e de sığınmacı olarak haklarına ilişkin hukuki bilgilendirme yaptık. Hamid’e destek veren avukat arkadaşımız, “Sığınmacıların karşılaştığı zorluklardan biri de haklarına ilişkin bilgi eksikliğidir” diyor. “Bu durumla nasıl başa çıkacaklarının farkında olmadıkları için riske girebilirler.”
Avukatımız daha sonra Hamid ile Afganistan’dan ayrılma nedenleri için görüştü; Afganistan’a dönmesi durumunda hayati tehlikesi olacağı için Hamid, mülteci statüsü almaya uygun kişi olarak belirlendi. Ve böylece sınır dışı kararına itiraz sürecini başlattık. Fakat itiraz ilk etapta reddedildi, ardından Ağustos 2021’de sınır dışı itiraz nihayet kabul edildi. Hamid: “Duygularımı anlatamıyorum” diyor ve ekliyor “Sınır dışı edilmekten beni koruyan belgeyi nasıl alacağımı bilemediğim için yıllarca tehdit altında yaşadım.”
Ayrıca Hamid’i başka bir sivil toplum kuruluşuna yönlendirerek işkence mağduru olarak tedavi görmesi için destek sağladık. Hamid’in ruh sağlığı iyiye gidiyor ama en önemlisi artık kendini güvende hissediyor; korkmadan, özgürce yürüyebiliyor. Eğitimine devam edebileceği, makine mühendisi ve işletme sahibi olabileceği üçüncü bir ülkeye yerleşmeyi umuyor.
Türkiye dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke. Bilgi ve yasal temsil eksikliği birçok mülteciyi kaçtıkları ülkelere geri gönderilme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. DRC ve MHM’nin temel amaçları da tüm mültecilerin yasal korumaya ve kanun kapsamındaki haklarına erişmek için ihtiyaç duydukları bilgilere ulaşmalarını sağlamak ve bunun için çalışmak…
*Yararlanıcının adı, kimliğinin korunması amacıyla değiştirilmiştir.