Zorluklara Karşı Bir Hayat: Dima’nın Hikayesi

Dima, Suriye’nin Halep kentinin yoksul bir mahallesinde yaşayan iki çocuk annesi genç bir kadın… 2024 yılının Ocak ayında, savaşın ve yoksulluğun şekillendirdiği hayatından kaçarak Türkiye’ye sığınmak zorunda kalıyor. Aslında Dima için Halep’te yaşam, savaş öncesinde de her gün yeni bir mücadele demekti. Ama savaş, Dima ve ailesinin zaten ağır olan yükünü daha da katlanılmaz hale getiriyor. En acı veren kararını da işte o günlerde almak zorunda kalıyor: Engelli eşini geride bırakmak zorunda kalıp, çocuklarını yanına alarak Türkiye’ye sığınıyor.

Kilis sınırından Türkiye’ye geçtikten sonra, akrabalarının yardımıyla İstanbul’a ulaşıyorlar. Fakat Türkiye’de de hayat, Dima için bambaşka ve karmaşık zorluklar oluşturuyor. Yasal kaydı olmadığı için nereye başvursa kapılar bir bir yüzüne kapanıyor. Özellikle de sağlık alanında… Çünkü Dima’nın henüz teşhis konulamayan ciddi bir sağlık sorunu var; kalp çarpıntıları, bayılma nöbetleri ve krizler geçiriyor.

Sonunda çaresizlikle bir adım atmaya karar veriyor; İstanbul’da bir hastaneye gidebilmek için kız kardeşinin kimliğini kullanmak zorunda kalıyor. Fakat bu çaresiz girişimi hastane personelinin yetkililere haber vermesiyle Dima için bambaşka bir kabusun başlangıcı oluyor. İdari gözetime alınıyor; önce Arnavutköy’e, ardından Çatalca Geri Gönderme Merkezi’ne sevk ediliyor.

“Orası, insan onurunun sanki tamamen unutulduğu bir yerdi.” diyen Dima, soğuk zeminde, yastıksız uyumak zorunda kaldığını, etrafındaki gerginlik, korku ve çaresizliğin nasıl ifade edileceğini bilemediğini söylüyor. Gözlerinin önünde yaşanan tartışmalar, isyanlar… Bunların üstüne geçirdiği kendi krizleri… Dört kez ciddi sağlık krizi geçirmesine rağmen, kendisine yalnızca birkaç gün boyunca sersemleten sakinleştiriciler veriliyor.

Bu süreçte Dima’nın kardeşi, özel avukat tutacak parası olmadan oradan oraya koşuyor, yardım arıyor. Tam umudunu kaybetmek üzeretken bir avukattan Mülteci Hakları Merkezi’nin (MHM) ücretsiz hukuki destek sunduğunu öğreniyor. Dima bu durum için şunu söylüyor: “MHM’nin ücretsiz destek verdiğini duyduğumuzda içimiz rahatladı. Çünkü bizim avukat tutacak imkanımız yoktu. Çaresizce tıkanmıştık.”

Dima’nın kardeşi sayesinde kurumumuz MHM devreye giriyor.

Dima’nın sağlık durumu, geri gönderme merkezinde telefon sıralarında beklemesine engel olduğu için avukatlarımızla iletişim çoğu zaman kardeşi üzerinden yürütüldü. MHM’nin hukuki destek ekibi, Dima’yı Çatalca’daki Geri Gönderme Merkezi’nde ziyaret ettiğinde, Dima açıkça şöyle söylüyor: “Suriye’ye dönmek istemiyorum. Kendim, eşim ve çocuklarım için çok korkuyorum.”

Avukatlarımız, Dima’nın anlattıklarını dikkate alarak, sınır dışı edilmesine karşı ayrıntılı bir dilekçe hazırlıyor ve sağlık sorunları ile kişisel durumu göz önünde bulundurularak, idari gözetiminin hem haksız hem de riskli olduğunu savunuyor.

Dima ile gerçekleştirdiğimiz görüşmelerden biri; Dima’nın bir sağlık krizi geçirmesi nedeniyle yarıda kalmasına rağmen, avukatlarımızın çabası sayesinde Dima nihayet serbest kalabiliyor. O günü anlatırken Dima, “Çatalca’dan çıktığım gün, sanki cennete adım atmış gibi hissettim. Orada unutulacağımı sanıyordum. Ama MHM sayesinde kendimi yeniden insan gibi hissettim.” diyor.

Ancak Dima’nın hikayesi burada bitmiyor. Hastalığı hala teşhis edilememiş durumda ve Türkiye’de kaydı olmadığı için sağlık hizmetlerine erişemiyor. Daha da kötüsü, 12 yaşındaki ikiz çocukları da kayıtsız oldukları için okula gidemiyor. Dima, en çok da buna üzüldüğünü söylüyor ve ekliyor: “En çok çocuklarımın geleceğinden korkuyorum. Eğitimsiz kalırlarsa, başlarına ne gelir bilemiyorum.”

Bu korkularına rağmen Dima’nın hala bir umudu var; Hollanda’daki babasına kavuşmak. Hollanda’da çocuklarına eğitim, sağlık hizmeti ve her çocuğun hak ettiği o istikrarlı hayatı verebilmenin hayalini kuruyor.

Dima’nın hikayesi, tüm zorluklara rağmen ayakta kalmaya çalışan bir annenin hikayesi. Hem bir ailenin umuda tutunuşu hem de yerinden edilmiş insanların hayatında ücretsiz hukuki desteğin ve dayanışmanın ne kadar hayati olduğunu gösteren güçlü bir örnek.

Hikayeyi Paylaşın